İçinden kalem ile, kâfi mıkdarda mürekkep almaya mahsus kabın adıdır. Divit, Mıhbere, Mecma’, Furza, Demlik de derler. Farsça’sı Devât, Âme, Hâstan,Hâste’dir. Kapağına Şicab derler. Hokka, bunların hepsini ifâde eden bir tâbir olup, bizde Hokka ve Divit isimleri şöhret bulmuştur. Topraktan, cevizden, abanozdan, zeytin ve kuka ağacından, pirinç, gümüş ve altın gibi mâdenlerden yapılmış; âdî ve kıymetli birçok çeşidleri mevcuddur.
Bir kısmının, yalnız mürekkep konacak yeri vardır. Hokka asıl bunun adıdır. Bir kısmı, kalem koymaya mahsus kapaklı bir boruyaeklenmiştir . Bunlara da divit denir. Divit’ler, umûmiyetle pirinçden dökme sûretiyle yapılırdı.
Hokka, kalemdan ve makta bir arada .
Bir de, kalem borusu hokkanın üstüne yivle takılıp çıkarılan bir çeşid vardır ki, bunlara da kubur denilirdi. Bâzı kuburların üstünde Rîkdân denilen, üzeri delikli ve kapaklı bir kutucuk bulunur. Bu kısım kuburları, arzuhal kâtipleri ve mektep çocukları kullanırlardı.
Hokkalar da birkaç türlüdür. Bir kısmının içi cam, dışı maden veyâ ağaç kaplı olur, kapakları sabittir. Bir kısmı da topraktan, ağaçtan veyâ mâdenden yapılmış olup, sâbit ve vidalı kapaklı olanları vardır. Bir kısmı da mustatil (dikdörtgen) bir tabak içinde iki veyâ üç hokka ile bir rîkdan’dan ibarettir. Bunlara,umumiyetle Yazı takımı yâhut Hokka takımı denirdi ve resmî dairelerde kâtipler, mümeyyizler, müdürler kullanırlardı. Devlet ricalinin ve padişahların daha teferruâtlı yazı takımları, san’at değerini haiz olduğundan, müzelerimizde bâzı çeşitlerini bugün de görmek mümkündür ).
*Üstteki şekildeki bakır hokka takımı Kalemkar İsmail Bülbül’ün çalışmasıdır.
Hokka, divit ve kuburlarda, mürekkebin konulduğu haznenin iç kısımları cilâlı değil ise, bu kısma çam sakızı ile balmumundan ateşte hal-ledilerek yapılan ve soğuyunca donan bir macun sürülür. Ağaç hokkaların zamanla çatlayıp mürekkep sızdırmasına ve mâdenî olanların, mürekkebin suyu ile paslanarak kendilerinin ve mürekkebin bozulmasına bu mumlu sakız mâni’ olur.
*Yine kalemkar İsmail Bülbül çalışması bakır hokka.
–Metindeki alıntılar Kalem Güzeli kitabının 2. cildinden alıntılanıp sadeleştirilmiştir.